Dolar 41,7202
Euro 48,3719
Altın 5.313,26
BİST 10.726,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17 °C
Hafif Yağmurlu

Cenazede Fıkıh Dersi: Karnındaki Bebek Yaşıyordu!

Doğum esnasında vefat eden genç bir kadın yıkama tahtasına yatırıldı. O an orada bulunanlar, karnındaki bebeğin hâlâ yaşadığını fark etti. Herkes büyük bir şaşkınlık yaşadı. Şimdi soru şuydu:
Kadın defnedilecek miydi, yoksa bekletilecek miydi?

“Cenaze bekletilmez mi, yoksa doğum beklenir mi?”
Cenaze başında toplananlar arasında görüş ayrılığı vardı. Bazıları:

“Efendimiz, ‘Cenazelerinizi geciktirmeyin’ buyurmuştur. Hemen defnedilmeli!”
diye görüş bildirirken, diğerleri:

“Çocuk sağ olabilir. Belki biraz beklersek doğar. Bekletilmeli…”
dedi.

Ama orada bulunan herkesin gözü, büyük âlim İmam Ebu Hanife’deydi.

Ebu Hanife’nin Kararı: Ne Defnet, Ne Beklet!
İmam Ebu Hanife herkesi dikkatle dinledikten sonra, şunları söyledi:

“Ne defnedilir, ne de doğum beklenir. Bu annenin karnı cerrahi bir müdahaleyle açılır, çocuk çıkarılır, ardından cenaze defnedilir.”
Bu sözler ilk anda birçok kişiyi şaşırttı. Fakat meseleye akıl ve şefkatle yaklaşan bu hüküm, kısa sürede herkes tarafından benimsendi.
Bir doktor çağrıldı. Anne karnı dikkatlice açıldı ve bebek sağ salim dünyaya getirildi. Ardından anne defnedildi, bebek ise bakıma alındı.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.