Emeklinin Sessiz Çığlığı: “Devletle Vatandaş Arasındaki Güven Sarsılıyor”
Emekli, yıllarca ailesi ve ülkesi için çalışmış, devlete katkı sağlamış bir bireydir. Devletin de bu emeğe karşılık, emeklilik döneminde düzenli ve yeterli bir maaş ödeme taahhüdü vardır. Bu durum, devletle vatandaş arasındaki en temel güven sözleşmesi olarak tanımlanmaktadır.
Emeklilerin Mevcut Durumu
Devletin asli görevleri arasında yer alan sosyal refahı koruma, huzur ve güvenlik sağlama gibi sorumlulukların, emekliler için yerine getirilmediği belirtiliyor. Bugün emekliler, kiralarını ödemekte, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta ve torunlarına harçlık vermekte zorlanarak mahcup duruma düşmüşlerdir. Bu durum, Avrupalı emekliler gibi dünyayı gezmek bir yana, günlük yaşamlarını sürdürmekte bile güçlük çektiklerini gösteriyor.
Siyasal İradenin Tutumu ve Emeklinin Sesi
Siyasal iradenin bu duruma karşı sergilediği umursamaz tavrı eleştiriyor ve bunun devlete olan güveni derinden sarstığını ifade ediyor. Yazıya göre, emeklilerin bu yaşadıkları karşısında gösterdikleri “suskunluk”, aslında en yüksek perdeden bir “çığlıktır”. Bu sessiz çığlığa kulak tıkayanların, er ya da geç mazlumun ahı ile karşılaşacağını vurguluyor.
Emeklilerin toplumun en temel direklerinden olan anne, baba, dede ve nineler olduğunu hatırlatarak, bu insanlara gereken saygının gösterilmesinin devletin asaleti ve insanlığın şerefi gereği olduğunu belirtiyor. Son olarak, yetkililerin bu farkındalığı en kısa zamanda yakalayarak gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğini ve “emeklinin sesinin, milletin vicdanı” olduğunu dile getiriyor.