Kansere Karşı Doğal Kalkanlar: Buğday Şırası, Kayısı Çekirdeği
Evde Buğday Şırası Nasıl Üretilir?
Bir bardak aşurelik buğday temizce yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak klorsuz su eklenir.
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir. Bu ilk su dökülür.
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat beklendikten sonra oluşan “yarı gazozlu su”, içilmek üzere bir kaba aktarılır.
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra elde edilebilir.
Şıranın tadı bazılarına itici gelirse, her bardağa bir C vitamini tableti eklenerek lezzeti iyileştirilebilir.
Laetril’in Gizemi: Acı Badem, Kayısı ve Elma Çekirdeği
Kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri olduğu iddia edilen ‘laetril’, buğday çiminden başka nelerde bulunur? Türkiye’de en kolay laetril’e ulaşılabilecek kaynakların acı badem ve kayısı çekirdeği olduğu belirtiliyor. Ayrıca elmanın çekirdeğinde de laetril bulunduğu ve elma çekirdeği tüketiminin faydalı olabileceği ifade ediliyor.
Amerika’da ilaç sanayisinin baskısıyla yasaklandığı iddia edilen ‘laetril’in, Meksika’da satıldığı ve kaçak yollarla ABD’ye sokulduğu belirtiliyor. Laetril’in, vitamin ve minerallerle birlikte verildiğinde çok daha iyi sonuçlar verdiği savunuluyor. ‘Kanserin Ölümü’ adlı kitabında Manner’in, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylediği aktarılıyor.
Türkiye’de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği bölgelerde kanser vakalarının az olduğuna inanıldığı, ancak resmi bir istatistik bulunmadığı belirtiliyor. Ancak Pakistan’a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut’ta bugüne kadar hiç kanser vakasına rastlanmadığı ve buradaki halkın temel besinlerinin kayısı ve kayısı çekirdeği olduğu vurgulanıyor.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirme ve Alternatif Tedaviler
Kemoterapi ve radyoterapinin bağışıklık sistemini bozduğu iddia edilirken, alternatif tedavilerin başında bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilerin geldiği belirtiliyor. Daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler sıralanıyor.
Alman doktor Joseph Issel’in “Tüm Beden Tedavisi” yönteminin, Almanya’daki 60-70 klinikte başarıyla uygulandığı ifade ediliyor. Issel’e göre kanser lokal bir hastalık değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalıktır. Vücutta sürekli kanser hücreleri üretilir, ancak sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen yok eder.
Issel’in bir diğer tedavi yöntemi ise, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisiydi. Bu yöntemle hastadan kan alınıp ozon-oksijen birleşimiyle karıştırılarak yeniden hastanın damarına enjekte ediliyordu. Binlerce kanser hastasının bu yöntemle iyileştiği ve eski Sovyetler’de, şimdiki Rusya’da bu yöntemin hala kullanıldığı belirtiliyor.